31 Ocak 2012 Salı

059

alkolün uyuşturduğu bir zaman tünelinde
içmek için tonla sebep dururken hazırda
kelebeklerin kaderine kederlenip içiyorduk
dursak küfürlenecekti dilimiz

rüzgârın mor uğultuları dalgalanırken kıyılarımıza
karanlıktı civar bütün pencereler
tek bir yaşam belirtisi görsek vazgeçecektik hüzne tırmanmaktan
bakmayı öğretiyordu sessizlik, baktık

baktık ve daraldı aramızdaki mesafe, kimsesiz bir boşluk
tam şurası
adı yok
konulur elbet
sebepsiz sanılsa da bazı konukluklar

küçücük bir tereddüt bile zaman kaybıydı ve biz
kırılmış şeylere yakışırdık oldum olası, yakıştık
gidilen ve gelinen yolların kokusu sinmiş aklımızla
göze aldık umutlanmayı

kara kirpiklerin diklenince işaret eder gibi yolları
aklından geçen şehirleri yağmaladım,
çünkü gitme

kanımızla yazdık soluğumuzla sildik acıyı
sonra bir şarkıya tutunduk ve ağladık

( ne bir tarih düşmüşüm ne de bir isim verebilmişim. notlarımın arasında öylece kalmış. artık burada durmasında bir sakınca yok gibime geldi ve "arsız fareler evreni"ne düşülmüş bir not olarak yaşamına devam edecek bu şiir.)

4 yorum:

  1. "içmek için tonla sebep dururken hazırda
    kelebeklerin kaderine kederlenip içiyorduk

    ne güzel satırlar..

    kelebekler güzel, güzellikler kısa..
    tam bir şişenin dibine vurma nedeni..

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim bozbek.

    güzel kalman dileklerimle.

    YanıtlaSil
  3. bu kadar güze yazmak zorunda mısın :( içimi acıtıyosun, çok güzel çok

    YanıtlaSil
  4. sanırım asıl soru şu olmalı:

    hayat gerçekten tüm bu olup biteni hak ettiğimizi mi düşünüyor???

    kelimeler her zaman var ve kelimeler olduğu müddetçe birileri o kelimeleri yanyana getirecek Feraşe. ben ya da bir başkası.

    teşekkür ederim çok. ve dilim döndüğünce yazacağım. yazacak ve yüzleşeceğim hayatla!

    güzel kalasın.

    YanıtlaSil