26 Kasım 2011 Cumartesi

034

aklını yitirdiğin o denizlerde
bedenim etten bir gemi ve hafif pas tutmuş

033

dudaklarım ne zaman üşüse adını yanlış okuyorum!

25 Kasım 2011 Cuma

032

sen yalancısın çünkü hâlâ kelimelere güveniyorsun.

24 Kasım 2011 Perşembe

031

bu sessizliğe anlamlı bir önsöz yazılmalıydı.

21 Kasım 2011 Pazartesi

030

herkes uzaktır
yakın olan tek şey tanıyorum şu evrende
o da yalnızlığım!

17 Kasım 2011 Perşembe

029

dudağımda korkunç hayat teorileri
ağzım, kaskatı kesilmiş kelimeler mezarlığıdır
kendime tırmanıyorum aralıksız
: arsız acılar yokuşu
kim eksik yalnızlığımda
gözlerim kal terk etme benden evvel bu dramı

("kelimeler mezarlığı" adlı şiirden)

15 Kasım 2011 Salı

028

minicik bir kuşun, minik mi minik kanatları serinletir avuç içi kadar yüzünü.

14 Kasım 2011 Pazartesi

027

ne kadar kalın giyinirsen giyin, aşk insanı çıplak gösterir.

026

içim kelebek gibi
hafif ve uçarı

025

yaşanan bir ayrılığın ardında özlemek, yenilmek değildir Abidin. unutulmasın ve bu kayıtlara geçilsin.

13 Kasım 2011 Pazar

024

yalnızların kemirdiği et iyileşmezmiş
iyileşmedi

ateş: tuzak!
ay kendine ait askıdadır böylesi gecelerde
ve
iki kırık ayna tamamlamaz birbirini
iki kırık ayna

("kara kartpostal" adlı şiirden)

12 Kasım 2011 Cumartesi

023

kaç hayat kurtardıysam o kadar da öldürdüm kendimi
parmak uçlarımda tutuşan her şiir, uzak her şehir
bir suç aletidir bunu en iyi sen bilirsin
hatıralarımda biriktirdiğim ıslak jiletlerdir yani
bütün kitapların kıyısında duran suskun peygamber: Abidin

("kayıtsızlıklar müsameresi" adlı şiirden)

022

biraz daha rock alırız sen saçlarını bana doğru uzatırsın

birkaç Rapunzel çekeriz gecenin yasaklı adalarından

farklı boşluklar bulur sarkarız küçülür hayat biz eğildikçe

gerçek yanılır, yalanlanır kahramanlıklar

sonra sen gidersin başka bir şeye benzeterek adımlarını

("gecenin hiç şansı yok saçların karışıyor aklıma" adlı şiirden)

11 Kasım 2011 Cuma

021

Nasıl da uzuyor gece. Uzasın bakalım.

Ki ben de gece uzadıkça bir kaçınız gibi küçülüp, kısalıyorum sığmaya çalıştığım köşemde. Ya da nerden bileyim sığınıyorum bulduğum her kuytuya.

Aslında uzandığım yerden doğrulup yarım kalmış şiirlerimden birini adam edebilirim. Ama içimden gelmiyor yazmak. Kelimelerin beni sürükleyeceği yer şu an için korkutucu geliyor. Anlatmaktan da sıkılmış olabilirim.

Hepimiz biraz sıkılmış olabiliriz hayatımızdaki bazı alışkanlıklardan ve insanlardan. Hepimizin elindeki neşteri kullanma hakkı da vardır söz konusu sıkılganlıklar olduğunda. Ama lütfen neşteri bileğinize doğru değil, sıkıldığınız parçaya doğrultun. Ama günü geldiğinde kendinizden sıkılırsanız - ki bu kaçınılmazdır – buna dair diyebilecek bir sözüm yok.

İç karartıcı geliyor şu an düşündüğüm her şey. Yüzüme iyi gelecek bir şeyler bulabilsem hiç fena olmayacak. Ama geçmişe dalmak, geçmiş yaşanmışlıklardan iyi bir kare bulup düşünmek de bir şeyleri ya da birilerini özletecek. Kimseyi özleyecek halde değilim.

Hem kimi özlesem uçurum.

En iyisi birkaç bira içip uyumayı denemek. Müzik de dinlemek isterdim ama şarkıların anımsatacaklarıyla da uğraşamam şu gece. Sessizliğin içinde, gözlerimi duvara dikip öylece kalmak. Sızmak.

Hadi hep beraber…

3 ağustos gecesi… berbat bir sancıyı uyuşturmak için debelenirken.

020

"Dans etmek" zeki ve özgür insanların başarabileceği bir şeydir Lina. Sen sınıfta kaldın bugün.


019

bu gece ay ikimize yetecek kadar büyük
pencereni aç
aç kulaklarını
akıp gitmekte olan karanlığı
akıp gitmekte olan zamanın mırıldandığı şarkıları dinle
ben sesimi sulara bağışladım

018

aklımın bir karış havada olduğu günlerde
bütün ibreler dibe dayanmış hayatımın aşkı olduğunu gösteriyorlardı
şimdi
evet Asya tam da şimdi
hayatımın içinden çıkılmaz yalnızlığısın!

bu enkaz ve şimdiki ibreler sadece bunu anlatıyor.

10 Kasım 2011 Perşembe

017

söz ispat gerektirir bu yüzden kullanışsız ve geçersizdir.

9 Kasım 2011 Çarşamba

016

kanatlarını yanına almayı unutma Sevgili
birbirimizin göğünde uçalım bu gece
o yükseklikler ki duyularımızı açar

8 Kasım 2011 Salı

015

umut bir yaralanma biçimidir:
bakınız hayal kırıklıkları!

4 Kasım 2011 Cuma

014

bir şey olamıyorsak
ki olamıyoruz
vakit kaybetmemeli ve bir an önce birer hiç olmalıyız Asya.