yeni bir yıl değil
başka bir çağ gerek bize!
Güzel senelere Cehennem Güncesi halkı.
31 Aralık 2008 Çarşamba
30 Aralık 2008 Salı
- yüzkırkaltı
Sonunu görmeden akan bir nehirdin sen! Ve bir kez olsun taşmaya cesaret edemeyen. Şimdi yerden göğe kadar yalnızsan kimin umrunda!!!
22 Aralık 2008 Pazartesi
- yüzkırkbeş
olur olmaz düşünüyorum
terk edilmiş anakaraları, isimsiz istasyonları, sakınılmış kadınları
uzağın içinde gürleyen yakını
zamanın içine sığmayan özleyişleri düşünüyorum
ki şimdi özlemeleri eksiltmek zamanıdır günlüklerden.
dövüşmek şimdi, terk edilmiş bir ırmakken kıyılarınızda: uyandırıldım
örttüm sebeplerin üzerini ve söktüm
rollerinizin süslerini, çırıl çıplağız bu cehennemde ve denk!
tahtadan tahtlarınız ateşler içinde, gözlerimde yangınları körüklüyor çocuklar.
terk edilmiş anakaraları, isimsiz istasyonları, sakınılmış kadınları
uzağın içinde gürleyen yakını
zamanın içine sığmayan özleyişleri düşünüyorum
ki şimdi özlemeleri eksiltmek zamanıdır günlüklerden.
dövüşmek şimdi, terk edilmiş bir ırmakken kıyılarınızda: uyandırıldım
örttüm sebeplerin üzerini ve söktüm
rollerinizin süslerini, çırıl çıplağız bu cehennemde ve denk!
tahtadan tahtlarınız ateşler içinde, gözlerimde yangınları körüklüyor çocuklar.
17 Aralık 2008 Çarşamba
3 Aralık 2008 Çarşamba
30 Kasım 2008 Pazar
29 Kasım 2008 Cumartesi
- yüzotuzyedi
Ve hayat devam eder!
Köşe başında sarı saçlı çocuk mızıkasına yüklenir, acıklı ezgiler ezberidir.
Ve gece uzar ve gece genişler ve gece devam eder!
Köşe başında sarı saçlı çocuk mızıkasına yüklenir, acıklı ezgiler ezberidir.
Ve gece uzar ve gece genişler ve gece devam eder!
27 Kasım 2008 Perşembe
26 Kasım 2008 Çarşamba
- yüzotuzbir
Birileri yağmurdan kaçarak, saçak altlarına ya da kapalı alanlara sığınıyordu. Birileri de yağmurun altında ıslanmak için, bulundukları kapalı alanlardan telaş içinde dışarıya taşıyorlardı.
Sanırım a ş k, o yağmurun altında yürümeye koşmaktı!
Sanırım a ş k, o yağmurun altında yürümeye koşmaktı!
21 Kasım 2008 Cuma
- yüz23
Belkide en çok Ömer' in açmazları kokuyordu yazdığım dizeler. Ben de sevdim o oğlanı!
Not: Sebahattin Ali' nin "İçimizdeki Şeytan" romanındaki kahramanıdır. Yazıldığı tarih dikkate alınarak okunmasını öneririm.
Not: Sebahattin Ali' nin "İçimizdeki Şeytan" romanındaki kahramanıdır. Yazıldığı tarih dikkate alınarak okunmasını öneririm.
5 Kasım 2008 Çarşamba
2 Kasım 2008 Pazar
- yüzdokuz
Yalnızlık insanın kendisiyle ilgili. Başkalarının varlığı ya da çokluğuyla açıklanabilir bir durum değil benim açımdan.
1 Kasım 2008 Cumartesi
24 Ekim 2008 Cuma
- yüzaltı
Kimse benim çöplüğümde, bilmediğim ve şımarık şarkılar eşliğinde dans edemez. Kirlenir ve zamanla çürür!
- yüzdört
- yasa dışı uyarı:
İçi boş bibloların dikkatine! Soluğum şiddet ve zehirli gazlar içermektedir.
İçi boş bibloların dikkatine! Soluğum şiddet ve zehirli gazlar içermektedir.
- yüziki
- nickname
Yabancı karekter kullanma beni düşünürken. Dilim dönmüyor o an, dünya tökezliyor.
Yabancı karekter kullanma beni düşünürken. Dilim dönmüyor o an, dünya tökezliyor.
23 Ekim 2008 Perşembe
22 Ekim 2008 Çarşamba
- doksaniki
Neden yaşıyorsun?
- Geçmişte yaşadıklarımdan emin olmak için.
Not: Dileyen kendi cevabını "isim" belirtmek koşuluyla yazabilir.
- Geçmişte yaşadıklarımdan emin olmak için.
Not: Dileyen kendi cevabını "isim" belirtmek koşuluyla yazabilir.
16 Ekim 2008 Perşembe
- doksan
bir yaprak daha düşer
esmerdir
ve ipince!
Son kez adam gibi sarılamadan yine... Yine! Bu nasıl bir eksilmektir? Bu nasıl bir dünyadır ki hep bizden çalıyor. O yılların emaneti gömleğine sarılır uzanırım bu geceye, koklarım insanlığını. Ya sabah olur ya da gece güne rengini verir. Yolun açık olsun Paşa' m, güzel kardeşim.
Kim zamansız diyebilir gidişine! Artık sussunlar!
esmerdir
ve ipince!
Son kez adam gibi sarılamadan yine... Yine! Bu nasıl bir eksilmektir? Bu nasıl bir dünyadır ki hep bizden çalıyor. O yılların emaneti gömleğine sarılır uzanırım bu geceye, koklarım insanlığını. Ya sabah olur ya da gece güne rengini verir. Yolun açık olsun Paşa' m, güzel kardeşim.
Kim zamansız diyebilir gidişine! Artık sussunlar!
15 Ekim 2008 Çarşamba
12 Ekim 2008 Pazar
- seksendört
Ki ben, sanrılarımın intiharından doğan evrensel bir yalnızlıkla, seni sevmeye doğrulmuştum.
- seksenüç
Kişisel tarihlerimizde bir efsane olamayacaksak, hiçbir önemi yok seni öpmemin. Ki zamanın dışında duruyormuş gibi yapmanın da ne anlamı olabilir bu çağda.
11 Ekim 2008 Cumartesi
6 Ekim 2008 Pazartesi
- seksen
Artık sadece gözlerinizle, gözlerime dokunabileceksiniz. Ruhum daha bir içlerime kanatlandı!
4 Ekim 2008 Cumartesi
- yetmişdokuz
Siz ecelenizi bekliyorsunuz ölmek için, bense kendim için uygun zamanı. Emin olun o gün gelecek! O güne kadar kimse bana katlanmak zorunda değil. Zaten kendinize katlanıyor oluşunuz bile büyük bir başarı sizler için. Ama buna saygı göstermem mümkün değil, sadece zaman buldukça anlayışla karşılıyorum.
A bir de o ilginç hırslarınız var! Nasıl da kaptırmışsınız kendinizi oyuna. Plaketler, madalyalar havada uçuşuyor...
Boşverdiğimi düşünüyorsunuz ya da önemsemediğimi. Ama yalnızlığımın boyutu düşünüldüğünde bunların başka bir kavramla açıklananbilir olduğunu göreceksiniz. Bence üzerinde çokca durup zaman kaybetmeyin. Yetişmeniz gereken finallere geç kalmayın. Oturup sohbet ettiğim bir kaçınız bilirsiniz ki, 'final' önemlidir benim için. Sağlam bir final yaşanmış bir süreçi en ince ayrıntısına kadar açıklayabilir.
Birileri hep beni suçlayacak! Ve ben suçlandıkça şunu her daim bileceğim: Doğru yörüngedeyiz kalbim, durma!
A bir de o ilginç hırslarınız var! Nasıl da kaptırmışsınız kendinizi oyuna. Plaketler, madalyalar havada uçuşuyor...
Boşverdiğimi düşünüyorsunuz ya da önemsemediğimi. Ama yalnızlığımın boyutu düşünüldüğünde bunların başka bir kavramla açıklananbilir olduğunu göreceksiniz. Bence üzerinde çokca durup zaman kaybetmeyin. Yetişmeniz gereken finallere geç kalmayın. Oturup sohbet ettiğim bir kaçınız bilirsiniz ki, 'final' önemlidir benim için. Sağlam bir final yaşanmış bir süreçi en ince ayrıntısına kadar açıklayabilir.
Birileri hep beni suçlayacak! Ve ben suçlandıkça şunu her daim bileceğim: Doğru yörüngedeyiz kalbim, durma!
27 Eylül 2008 Cumartesi
- yetmişsekiz
Söylediklerimizin karşımızdaki insan için ne anlama geldiğini bilmemiz olanaksızdır. Oysa aynı dili kullanıyoruz, aynı kelimelerin yazgısına terkedilmişisiz bakıldığında. Kendimizi anlatma çabaları içinde değişik yorgunluklarımız oluyor. İşte tam da burada o soru devreye giriyor:
Neyin telaşındayız?
Herkes gördüğümüz kadar, ötesini istemek ya da beklemek neyin açlığı?
Neyin telaşındayız?
Herkes gördüğümüz kadar, ötesini istemek ya da beklemek neyin açlığı?
26 Eylül 2008 Cuma
- yetmişyedi
Nasıl saklıyor insan içinde herşeyi. Dokunuşları, kokuları, bakışları... Dipsiz bir kuyu orası, içim! Konuşsam sesim beni ele verecek.
25 Eylül 2008 Perşembe
- yetmişaltı
Geçmişte o kadar çok şeyi ve insanı riske ettim ki, artık böyle bir lüksüm olmadığını açıkca görüyorum. Susmam ve geri çekilmem bundandır.
- yetmişbeş
Kimse gelmedi ben de gitmedim!
Gördüm kendimin bile dışında bırakılmıştım, hatta "vefa" üzerine suçlanıp, mahkum edilmiş.
Bugünü anladığımda dün anlamsızlaşıyor dünü anladığımdaysa bu gün katlanılmazlaşıyor.
Ey denge kırılmana kaç kalayı gösteriyor dünya saati!
Gördüm kendimin bile dışında bırakılmıştım, hatta "vefa" üzerine suçlanıp, mahkum edilmiş.
Bugünü anladığımda dün anlamsızlaşıyor dünü anladığımdaysa bu gün katlanılmazlaşıyor.
Ey denge kırılmana kaç kalayı gösteriyor dünya saati!
24 Eylül 2008 Çarşamba
- yetmişdört
İki farklı klasör açtım dün itibariyle. Bunlardan biri "geç kalınmış dokunuşlar kılavuzu" dur. Şiir ağırlıklı bir çalışma olacak. Diğeri ise "sandık notları" adı altında, daha çok tek ve spot cümlelerden oluşan bir çalışmadır.
23 Eylül 2008 Salı
- yetmişiki
Kendime sıkı sıkı sarılıp uyuduğum gecelerin sabahında başka biri gibi uyanmış olmanın yarattığı o bilinç kayması, o tarifi zor his.
Herkese biraz bulaşmıştır kimsesizlik!
Herkese biraz bulaşmıştır kimsesizlik!
20 Eylül 2008 Cumartesi
- yetmişbir
Çok içtim bu gece, şimdi gelip birilerinin beni bağışlamasını bekliyorum. Ama birilerinin bağışlamasını beklerken kimseyi de davet edemiyorum.
Bu arada, ne kadar esnek de baksak oyunun kurallarının olduğunu unutmamak gerek.
Bu arada, ne kadar esnek de baksak oyunun kurallarının olduğunu unutmamak gerek.
17 Eylül 2008 Çarşamba
15 Eylül 2008 Pazartesi
- altmışdokuz
Ruhum bende kalacak! Asla kimseye emanet etmeyeceğim! Bilginize sayın 'cehennem güncesi' halkı.
- altmışsekiz
Daha fazla öldürmem gerekiyor sanırım kendimi. Yüzümde özenle sakladığım birkaç ifadeyi de tırnaklarımla kazımak zamanıdır.
13 Eylül 2008 Cumartesi
- altmışyedi
Bu gece 'sınıfta kaldım' öğretmenim. Müthiş duygusal bozumlarla içim acıyor, içim yanıyor! Bu başarısızlığımdan dolayı 'kızaran elmamı' dalından kopar, ve bahçenin güneş görmeyen uzaklarına fırlat şimdi, durma daha uzağa fırlat.
12 Eylül 2008 Cuma
- altmışaltı
Bilginin egoyu tetikleyerek insanı doğallıktan uzaklaştıracağını bildiğimden olsa gerek itirazımın sebebi. Bilginin kullanış şekli de çok önemli bir ayrıntı elbette. Geldiğimiz çağı gözlemlemek ve duymak yeterli bu sonuça ulaşmak için.Ki bu bir sonuç gibi görünse de bu da edinilmiş bir bilgiden başka bir şey değil benim açımdan.
Bilgi, arsızlıktan dolayı kirletildikçe, kirletmeye de devam edecektir!
Bilgi, arsızlıktan dolayı kirletildikçe, kirletmeye de devam edecektir!
9 Eylül 2008 Salı
6 Eylül 2008 Cumartesi
- altmışdört
Ersin' in kitabını yazmaya başladım. Bütün özlemim ve dikkatimle ona konsantre olmuş durumdayım.
4 Eylül 2008 Perşembe
3 Eylül 2008 Çarşamba
31 Ağustos 2008 Pazar
30 Ağustos 2008 Cumartesi
- altmış
İçten ve olanca haklı bir ağlama isteğiyle kentin sokaklarını dört dönüyorum. Sağlamından ve herkesin anlayacağı bir dilde küfürler okumanın zamanı geldi sanırım.
- ellidokuz
Bir bakışı öylesi bir zamana sıkıştırma telaşında gözden kaçan ayrıntıların yarattığı hüzünlü cinnetlere sarılıyorum sırılsıklam.
- ellisekiz
Iskaladığını düşünür bazen insan. Oysa hedefi tam orta yerinden paramparça etmiştir. Neden nişan aldığındır önemli olan, kimi öldürdüğünse basit bir ayrıntı sadece.
29 Ağustos 2008 Cuma
28 Ağustos 2008 Perşembe
26 Ağustos 2008 Salı
24 Ağustos 2008 Pazar
- elliiki
Bu gün dışında bırakıldım Dünya' nın. Seslenmedim ben de. Kendine kendine dönüyordu mutlaka.
23 Ağustos 2008 Cumartesi
17 Ağustos 2008 Pazar
2 Ağustos 2008 Cumartesi
1 Ağustos 2008 Cuma
- kırkyedi
Bir şeylerim var elbette senin için. Kendimi ayırmıştım sana. Ama bu hiçbir kelimeyle anlatılamayacak kadar özel ve içtendi. Oysa şimdi geceme yalnızlık düştü, topluyorum usul usul.
31 Temmuz 2008 Perşembe
30 Temmuz 2008 Çarşamba
- kırkbeş
Mutsuz, yorgun ve hatta bıkmışken; ne güzeldir bir başkasının mutluluğuna adının karışması.
29 Temmuz 2008 Salı
28 Temmuz 2008 Pazartesi
- kırküç
Yazmaktan öte yaşayasım varmış. Ne kadar çok biriktiğimin farkına vardım. Özlediğim anları hissederek yaşamanın bitimsiz ve çoşkulu sarhoşluğunda, neyi yaşadığım değil nasıl yaşadığım önemli olan.
24 Temmuz 2008 Perşembe
- kırkiki
Kitapları ihmal ettim uzun zamandır, bir sürü filmi. Kim bilir geç kaldığım kaç yürüyüş var sokak aralarında. Yazmayı ertelediğim sayısız mektup olduğundan da eminim. İçine düşüp hırpalanmam gereken kaç şiir duruyor parmaklarımın ucunda. Bana biraz müsade. Kendime geçiş yapma zamanı geldi artık. Size doyumsuz sanrılar.
23 Temmuz 2008 Çarşamba
- kırkbir
Sabaha kimin "ne" kalacağını bilmeksizin dokundum omzuna. Dünyanın en önemli şeyini söyleyeceğim sanıyordum. Ama bundan dünyanın bile haberi yoktu. Sesimi denedim. Birkaç ton giyinip soyundum dilime. Olmadı. Belki başka bir gün!
22 Temmuz 2008 Salı
- kırk
"Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın" diyordu o şarkı yıllar önce ve belki hala ısrarla... Ama artık görüyorum çemberin içi de bir dışı da! Ki çemberin çapı da önemli değil bu bahiste.
Böylesi bir mevzunun sızılarından sıyırıp usumu, olanca içtenliğimle kutluyorum yeni yaşını.
Bu gece dinlenecek başka şarkılar vardır mutlaka. Onlardan biri neden Hüsnü Arıkan' dan "nereye uçtu turnalar" olmasın. Hadi ritme gülümse ve asıl gecenin siyahına.
Böylesi bir mevzunun sızılarından sıyırıp usumu, olanca içtenliğimle kutluyorum yeni yaşını.
Bu gece dinlenecek başka şarkılar vardır mutlaka. Onlardan biri neden Hüsnü Arıkan' dan "nereye uçtu turnalar" olmasın. Hadi ritme gülümse ve asıl gecenin siyahına.
- otuzdokuz
Efsanenin bütün kahramanları anlatıcı tarafından ücretsiz izne çıkartıldı. Herkes başının çaresine bakmalı artık.
20 Temmuz 2008 Pazar
- otuzsekiz
Yaralarıma dokundun olanca beklemişliğinin sabırsızlığıyla. Parmaklarına bulaşan kanı en sıcak anında öptüm. Artık herşey soğuyabilirdi!
18 Temmuz 2008 Cuma
- otuzyedi
Olası her şeyin kurallarını salt kendilerinin belirleyebileceğini düşünen " sahte tanrıçalar ", buradan bakıldığında korkunç komik görünüyorsunuz.
17 Temmuz 2008 Perşembe
16 Temmuz 2008 Çarşamba
- otuzbeş
Bir zaman sonra ara vermeksizin saçmalıyor olmak, hatta bunu bir tarzmışcasına yaşamak meşru bir durum sayılabilir mi? Gerçekten çok üzücü.
15 Temmuz 2008 Salı
13 Temmuz 2008 Pazar
12 Temmuz 2008 Cumartesi
11 Temmuz 2008 Cuma
- otuzbir
Bir şeyin başka bir şeyde ki yankısı, kendisini tanımlayamayacak kadar elden geçmiş ve bir o kadar cılız! Anlayacağın bizim olduğunu düşündüğümüz şeyler bile kendisi olamayacak kadar halsiz ve yabancılaşmanın çukurunda.
Eyvallah...
Eyvallah...
10 Temmuz 2008 Perşembe
9 Temmuz 2008 Çarşamba
- yirmidokuz
Artık duymuyorum dünyayı! Bu sağırlığa sebep bir iç çekiş ve öfkeyle köşeme çekiliyorum.
Yenildiğimizin resmidir Abidin...
Yenildiğimizin resmidir Abidin...
8 Temmuz 2008 Salı
6 Temmuz 2008 Pazar
- yirmiyedi
Gün günden uçsuz bucaksız bir işkencehaneye dönüşüyor dünya. Eziyet haddini aşıyor Denizkızı! Tetikte beklemek şart!
- yirmialtı
Birkaç soru işareti bırakıyorum bu gece günceme, kim hangisini istiyorsa onunla cebelleşsin bu karanlıkta!
5 Temmuz 2008 Cumartesi
- yirmibeş
Yalnızlığın, kendilerini küçük düşüren bir durum olduğunu düşünenlerin bu güncede adı dahi anılmayacaktır!
4 Temmuz 2008 Cuma
3 Temmuz 2008 Perşembe
2 Temmuz 2008 Çarşamba
1 Temmuz 2008 Salı
- yirmibir
Yıllardır özleminde olduğum iki albümü bu akşam saatlerinde buldum. Ve şu an dimdik bir yüreklilikle, o ezgilerin derinliğinde hepinizi ayrı ayrı ve hasretle kucaklıyorum. Bu gece günceme sadece şunu demek ya da sormak istiyorum:
Delirmek, hayata ve yalandan kalabalıklara küsmek midir?
Delirmek, hayata ve yalandan kalabalıklara küsmek midir?
30 Haziran 2008 Pazartesi
29 Haziran 2008 Pazar
28 Haziran 2008 Cumartesi
- onsekiz
Gözlerinin gecemi ışıtacağı yanılgısıyla dimdik baktın yüzüme. Ama ben olası tüm anlamlarımı ve anlamalarımı ve hatta anlayışlarımı sebepli ya da sebepsiz, haklı ya da haksız; ki bunun şu an hiçbir önemi yok, bütün büyümüşlüğüm ve gücümle çocukluğuma savurmuştum.
27 Haziran 2008 Cuma
26 Haziran 2008 Perşembe
- onaltı
Yalnızlığımın seni öpme nedenlerimden biri olduğunu fark edince, sana sımsıkı sarılmaktan ve geceyi uzatmaktan başka çıkar yolu kalmamıştı insanlığımın. Ve aklıma sadece şu cümle düşmüştü:
Bazen birkaç küfürle süslenmelidir hayat!!!
Bazen birkaç küfürle süslenmelidir hayat!!!
25 Haziran 2008 Çarşamba
- onbeş
Aşk her bünyede aynı etkiyi yaratmaz, birilerinin daha sık ve daha çok özlemesi bundan olsa gerek.
24 Haziran 2008 Salı
23 Haziran 2008 Pazartesi
22 Haziran 2008 Pazar
21 Haziran 2008 Cumartesi
- onbir
Her gece ölümle koyun koyuna uyumaya çalışan "birinin", bilgiyi red etmesinden daha doğal ne olabilir!!!
20 Haziran 2008 Cuma
19 Haziran 2008 Perşembe
18 Haziran 2008 Çarşamba
16 Haziran 2008 Pazartesi
- yedi
Masalıma iademi talep ediyorum 'anlatıcıdan' yoksa; kendime olan uzaklığımın boşluğuna düşüp, kırılacağım!
15 Haziran 2008 Pazar
14 Haziran 2008 Cumartesi
12 Haziran 2008 Perşembe
11 Haziran 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)