24 Ocak 2012 Salı

054

Sessiz bir gündü. Herkes kendi ‘normalini’ yaşadı bu gün. Normal?
Sakin bir gece, sanki bütün her yer, herkes uyuyor. Uzakta birkaç ışık var sadece. Burası hayatın çok dışında kalan, dört blok ve on iki koğuştan oluşan uzayın en ücra köşesine kurulmuş bir galaksi. Dünyaya seslensek kimseye bir şey duyuramayız, duyursak da çok önemsenmez. Önemsense bile sanırım bizler bunu anlayamayız. Anlasak da çok bir şey değişmez.
Şimdi belki de siz, bu satırları okuyan sizler benim deli olup olmadığımı düşünüyorsunuz. Ya da akıllı olup olmadığımı. Ne fark eder ki? Neresinden bakarsanız bakın, hangi soruyu denerseniz deneyin kırıcı olabilir. Okumaya devam edin benim ‘ne’ olduğumu düşünmeksizin. Ama bir delinin ‘akıl dolu’ daha doğrusu mantıklı şu satırlarını okurken sakın kendinizle ilgili sorular sormayın ve aklınızdan şüphe etmeyin. Çünkü bu korkunç komik olabilir. Neyse geceye dönelim. Zaten çok fazla da kalmayı düşünmüyorum aranızda. İşlerim var.
Evet işlerim var. Başucumda duran minik tabletimi yarım bardak suyla içip, çoraplarımı çıkartacak, katlayarak yastığımın altına koyacağım. Sonrasında terliklerimi düzgünce yatağın ortasına hizalayacağım. Çünkü böylelikle sabah bulması kolay oluyor. Sonra da battaniyemi üzerime çekip, “ayağını yorganına göre uzat” deyişini mırıldanarak kendime bir uyku aranacağım. En zoru da bu aslına bakarsanız. Her gece kuralına uygun bir uyku bulup rahatça uyumak. Bu beni çok yoruyor. Yastığa başımı koyduğumda olası göreceğim rüyaları düşünürken bitkin düşmek. Ama bilirsiniz rüyalarımızı seçmemiz mümkün değil. Ne çıkarsa bahtına gibi bir durum bu.
Az kalsın unutuyordum. Bu gün Sab(r)i bir şiirini bitirmiş. Akşam yemeğinden sonra yemekhanede okudu. Onu da paylaşayım sizinle. Sab(r)i’ den daha sonra bahsederim size.
(.) nokta



şey

şey’e

biz bir şeyiz
belki lüzumundan fazla

evet biz bir şeyiz
bütün o anlamsız gürültülü şeylerin arasında
avuçlanacak bir şey işte, ...

ellerimiz mesela bir şey
gözlerimiz birbirine değdiğinde başka bir şey
dudaklarımız, en çok da dudaklarımız, …

biz bir şey’sek ki bir şeyiz
o şey içinde olanca şey' leşelim.

sab®i

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder