27 Eylül 2008 Cumartesi

- yetmişsekiz

Söylediklerimizin karşımızdaki insan için ne anlama geldiğini bilmemiz olanaksızdır. Oysa aynı dili kullanıyoruz, aynı kelimelerin yazgısına terkedilmişisiz bakıldığında. Kendimizi anlatma çabaları içinde değişik yorgunluklarımız oluyor. İşte tam da burada o soru devreye giriyor:
Neyin telaşındayız?
Herkes gördüğümüz kadar, ötesini istemek ya da beklemek neyin açlığı?

26 Eylül 2008 Cuma

- yetmişyedi

Nasıl saklıyor insan içinde herşeyi. Dokunuşları, kokuları, bakışları... Dipsiz bir kuyu orası, içim! Konuşsam sesim beni ele verecek.

25 Eylül 2008 Perşembe

- yetmişaltı

Geçmişte o kadar çok şeyi ve insanı riske ettim ki, artık böyle bir lüksüm olmadığını açıkca görüyorum. Susmam ve geri çekilmem bundandır.

- yetmişbeş

Kimse gelmedi ben de gitmedim!
Gördüm kendimin bile dışında bırakılmıştım, hatta "vefa" üzerine suçlanıp, mahkum edilmiş.
Bugünü anladığımda dün anlamsızlaşıyor dünü anladığımdaysa bu gün katlanılmazlaşıyor.
Ey denge kırılmana kaç kalayı gösteriyor dünya saati!

24 Eylül 2008 Çarşamba

- yetmişdört

İki farklı klasör açtım dün itibariyle. Bunlardan biri "geç kalınmış dokunuşlar kılavuzu" dur. Şiir ağırlıklı bir çalışma olacak. Diğeri ise "sandık notları" adı altında, daha çok tek ve spot cümlelerden oluşan bir çalışmadır.

- yetmişüç

Cevapsız ağrılar bunlar, hiçbir şeyle ilişkilendirilemeyen!

23 Eylül 2008 Salı

- yetmişiki

Kendime sıkı sıkı sarılıp uyuduğum gecelerin sabahında başka biri gibi uyanmış olmanın yarattığı o bilinç kayması, o tarifi zor his.
Herkese biraz bulaşmıştır kimsesizlik!

20 Eylül 2008 Cumartesi

- yetmişbir

Çok içtim bu gece, şimdi gelip birilerinin beni bağışlamasını bekliyorum. Ama birilerinin bağışlamasını beklerken kimseyi de davet edemiyorum.
Bu arada, ne kadar esnek de baksak oyunun kurallarının olduğunu unutmamak gerek.

17 Eylül 2008 Çarşamba

- yetmiş

Susmak bariz bir imadır! Nerde kalmıştık?

15 Eylül 2008 Pazartesi

- altmışdokuz

Ruhum bende kalacak! Asla kimseye emanet etmeyeceğim! Bilginize sayın 'cehennem güncesi' halkı.

- altmışsekiz

Daha fazla öldürmem gerekiyor sanırım kendimi. Yüzümde özenle sakladığım birkaç ifadeyi de tırnaklarımla kazımak zamanıdır.

13 Eylül 2008 Cumartesi

- altmışyedi

Bu gece 'sınıfta kaldım' öğretmenim. Müthiş duygusal bozumlarla içim acıyor, içim yanıyor! Bu başarısızlığımdan dolayı 'kızaran elmamı' dalından kopar, ve bahçenin güneş görmeyen uzaklarına fırlat şimdi, durma daha uzağa fırlat.

12 Eylül 2008 Cuma

- altmışaltı

Bilginin egoyu tetikleyerek insanı doğallıktan uzaklaştıracağını bildiğimden olsa gerek itirazımın sebebi. Bilginin kullanış şekli de çok önemli bir ayrıntı elbette. Geldiğimiz çağı gözlemlemek ve duymak yeterli bu sonuça ulaşmak için.Ki bu bir sonuç gibi görünse de bu da edinilmiş bir bilgiden başka bir şey değil benim açımdan.
Bilgi, arsızlıktan dolayı kirletildikçe, kirletmeye de devam edecektir!

9 Eylül 2008 Salı

- altmışbeş

Bu dünya sonsuz bir ç ö p l ü k!

6 Eylül 2008 Cumartesi

- altmışdört

Ersin' in kitabını yazmaya başladım. Bütün özlemim ve dikkatimle ona konsantre olmuş durumdayım.

4 Eylül 2008 Perşembe

- altmışüç

Yarın önemsizdir, bu geceyi nasıl geçeceğini bilmiyorsan eğer!

3 Eylül 2008 Çarşamba