24 Ocak 2012 Salı

056

Bir kez daha üzgünüm ama daha önce hiç üzülmemişçesine, daha öncekilerden beter mi beter. Bağışla uykularını seçemiyor insan.
Rüyamda seni gördüğüm o an’a öylesine kaptırmış ve inandırmışım ki kendimi sanki uyandığımda da yanımda olacağını düşünmüştüm. Sarsılarak uyandım. Saatin kaç olduğundan haberim dahi yoktu. Saatlerimiz Rıfkı’nın hazin ve korkunç yaratıcı intiharından sonra hastane yönetimi tarafından toplatılmıştı.
Zifiri bir sessizlik hakim koğuşta ve ben hangi yana, nereye bakacağımı bilmeksizin gözden geçiriyorum ortalığı. Buralarda bir yerdesin sanki ve bir an çıkıp, boynuma atlayıp sarılacaksın diye geçiriyorum içimden, aldanıyorum. Gerçekten rüyadaymışız, gerçeğe çok yakın bir rüyada. Neden uyanmıştım, rüyamda orada öylece seninle kalsaydım ya. Günlerce uyusaydım. Sen gidene kadar aralıksız ve soluksuz kalarak uysaydım sana. Ama artık çok geç, gecenin tenha avlusunda kendi us kuyuları tarafından kandırılmış biriyim. Bir zavallı. Bilirsin çabuk kanarım ben. Bağışla Sevgili, seni orada başkalarının uykularında yalnız bırakıp uyandığım için.

Rıfkı saat kaç gözüm?

Zaman insan için tehdit olduğunda bir kol saati ansızın bir suç aletine, bir delile dönüşebilir. Ayrıntılara girmek istemiyorum, az çok hepiniz Rıfkı’nın son dakikalarını tahmin edebilirsiniz sanırım.
İyi geceler dünya.
(.) nokta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder