24 Ocak 2012 Salı

053

Hüznü bahçeye yakın boyası dökük gri duvara yaslanmış gürül gürül ağlıyordu. Onu onca ay sonra ilk kez böyle görüyordum. Abartmıyorum hiç, çömeldiği yerde minik minik gözyaşı gölleri oluşmuştu. Hıçkırığında panik ve korku yankılanıyordu. Birkaç hasta bakıcı Hüznü’ nün üzerine eğilmiş bir şeyler anlatarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Buralar hep böyledir aslında. Her gün buna benzer olaylar yaşanır, içimizden biri kendisini kaybeder ortalığı savaş alanına çevirir. Ama Hüznü iki koğuşun bulunduğu bu bloktaki en sessiz arkadaştı. Arkadaştı…
Akıl sağlığını ya da en basit deyimiyle aklını yitirmiş bu insanların arasındaki ilişki nasıl oluyor da arkadaşlık olarak niteleniyor. Kusura bakmayın bu benim akılsızlığım oldu. Unutmayın ben de onlardan biriyim.
Hüznü’ nün hıçkırıkları biraz da olsa dinmiş gibiydi. İçini çeke çeke bir şeyler demeye çalışıyordu. Fakat bahçenin diğer kıyısında, güneşin tadını çıkartmaya çalışan bizlere yani diğerlerine, söyledikleri net olarak ulaşmıyordu. Anlamıyorduk, anlayamıyorduk.
Bir bakıcı diğer bakıcıların el kol işaretleri üzerine koşarak içeri girdi ve kısa bir süre sonra yeniden olay yerine dönerek Hüznü nün eline bir şeyler tutuşturdu.
Yavaşça oturduğum yerden doğruldum ve olay yerine doğru adımlamaya başladım. Hasta bakıcılardan biri gerekli mesafeyi aşmamam için bana doğru yönelerek seslendi. Durdum. Birkaç metre ötelerindeydim ve artık Hüznü’ yü rahatça duyuyordum.
Hüznü “kaybettim, düşürdüm, ben hapı yuttum” diyordu sadece. Ve bunu öylesine hızlı tekrarlıyordu ki ister istemez hayati bir sorun olduğunu düşünüyordunuz. Düşünüyordunuz! Kısa bir süre sonra bakıcıların yardımıyla Hüznü iyice sakinleşmiş ve rahatlamıştı. Koca bir şişe suyu birkaç saniyede oturduğu yerde bitirdi. Ayakları üzerinde bizlere doğru dönerek güçlükle dikeldi, işaret ve başparmağı arasına sıkıştırdığı pembemsi küçük ilacını bir kupa gibi havaya kaldırdı.
(.) nokta



not: bazı karalamaları da bu bloguma taşımayı düşündüğümden birkaç yazıyı buraya düşüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder