26 Şubat 2012 Pazar

82

önemli bilgilendirme!

tanrı insanı cehennemle tehdit etti.

ancak bir gün yarattığı bu dünyanın ve insanların birer cehenneme dönüşeceğinden habersizdi.

81

çıplaklık bir kusur ya da yanlış değil ruhun gereğidir Abidin.

fi*

yüzünün en güzel yerinden sabıkalıydın
yüzünü göğsümde söndürmüştün
canım yanmıştı

ol! oldur!
bir gece birdenbire uğra
bütün reçetelerin sahte olduğunu hatırlayarak

kadehlerde başka izler de kalır
izler sarkar başka zamanlara

gelirsen
beni öp ve intihar süsü ver dudaklarıma

s.pelitli

25 Şubat 2012 Cumartesi

80

ölülerime iyi geliyor seni uzun uzun seyretmek!

79

bu gün kaç kere aklına geldiysem
geceden o kadar çıkart beni
alacak verecek kalmasın Sevgilim

24 Şubat 2012 Cuma

78

aklım bu gece başka bir yatakta uyusun, ben başka bir yatakta. yoksa yastığın kumaşı çok kırışacak Abidin.

22 Şubat 2012 Çarşamba

77

bir gece ansızın uyandığınızda aklınızı esir alan o flu silüet Lemuria'ya aittir! hatta teninizdeki adsız ve serin ürperti de onun soluğundan başka ne olabilir ki?

en azından benim için bu böyle.

ama Lemuria bundan habersizce, o eşsiz ve tarihsiz uykusundadır. ve biliyorum onu ancak kelimeler ayaklandırabilir.

kelimeler, kelimeler...

21 Şubat 2012 Salı

76

Lemuria'nın Türkçe'de bir anlamı var mı bilemem ama bende "özel" bir isim olduğu gerçekliğini bilmek gerekir.

"Lemuria, rise"!!!

17 Şubat 2012 Cuma

74

birsen tezer - balıkesir..

günün şarkısı oldu.

73

kim olduğunu unutacak kadar çok şey yaşamalı insan. ama çok yaşaması taraftarı değilim. çünkü, bir vakit sonra her şey bir tekrara bürünüp sıkıcı olabiliyor.

sıkıcı bir hayatı yaşarken biliyorum sizler de karıştırıyorsunuz neyin ne olduğunu. duyguları tanımlamaktan tutun da, söylenenlerin ne anlama geldiğine kadar her şey ama her şey düğüm düğüm oluyor. hal böyle olunca insan kavramlar da bir şekilde değişiyor ya da kavram karmaşası dediğimiz o şey kontrol edilemez boyutlara sıçrıyor.

ah keşke bir aklım olsaydı...,

yani Sevgili Aklım seni çok özledik. bizi terk ettiğin günden bu yana bir şeylerin tadını almak kolaylaşsa da kalıcı kılmak konusunda zorluklar çekiyoruz. buna da alıştık. ki daha nelere alışacağız yaşarken.

geçen gün demiş olduğum gibi: "beden ruhun kuklasıdır"! ben düşünüldüğünde bu yargıyı tastamam kabul ediyorum. ruhuyla, aklının alması gereken kararlar arasında sıkışan biri olmadığım için kendimi iyi de hissediyorum. insanı ya da insanlığı nihai özgürlüğe taşıyacak şeyin de ruhu olduğuna inanıyorum. çünkü insanın aklı gereksiz bir ton veriyle doldurulmuştur. oysa ruhu insanı kendisine yakınlaştırır ve güzelleştirir.

bugün bu kadarlık yeter. çok yazmak bende kalp çarpıntısı yapıyor sanırım. bugün ölmemeliyim bunu biliyorum. ölmek konusunda yarın içinde bir şey diyemem. bir gün, hangi gün bilmiyorum ama işte o zaman...

72

beni en çok öldüren özleyenlerim oldu. ve bu beni her seferinde yaşamak için daha bir kırbaçladı.

özlemin bir suç aleti olarak kullanılmasının ardından, yasal ve yasadışı bazı girişimlerde bulunduğumu inkar edemem. bunu yapma sebebim taktik ve tarzınızı geliştirmenizi sağlamak ve yaratıcılığınızı zenginleştirmeniz içindi.

şimdi yalnızım. ki herkes yalnızmış! kimin neden ve ne kadar yalnız olduğunu bilemem fakat kendi yalnızlığımdan hiç şikayetçi değilim, bugüne kadar da olmadım. kendi başımın çaresine bakacak kadar büyüdüm sanırım. "büyüdün ya" diyor Abidin. Abidin benim hakkımda her bir boku bilir ve yerli yersiz konuşur. Benim alıştığım gibi sizlerin de O'na alışması gerekecek. ya da iplemeyin olup bitsin. bir zamanlar ben de öyle yapmıştım ama umursamamayı başaramadım.

Rajaz dinliyorum. sakin bir iş günü. masamda işlenmiş cinayetlerin çetelesini tutabilirim istesem. ama bunu şu an yapmak yerine yazmayı yeğliyorum. yazarsam diyorum, yazarsak belki de deşifre edilebilir bazı sonuçlar ve nedenleri. ki biraz daha derin bir nefes alabiliriz. yazalım, yazalım da nereye kadar.

havalardan bahsetmem abes olur biliyorum. yazmak içinde yazılmaz hani.insan yazdığında anlatacak bir şeyleri olmalı diye düşünüyorum. bir derinliği, bir bakış açısı olması dediklerinin. her şeyin olur olmaz yazılması çevre kirliliği yaratacağı gibi zaman zamanda bu bir gürültü olarak nitelendirilebilir bazıları tarafından.

neymiş Abidin Paşa, anlatacak bir şeyin yoksa, oturup susacakmışsın.

sus o zaman, sus ki duyulsun bekleyişinin fısıltıları.

71

her gün biraz daha derinleşip kararan bir kuyudur aklım
her gün biraz daha eksilir mavi
her gün biraz daha
her gün biraz
her gün
her
hep
ve hiçleşerek

15 Şubat 2012 Çarşamba

70

beden ruhun kuklasıdır Abidin!!!

14 Şubat 2012 Salı

69

bugün çok yazasım var Abidin sanırım bugün bir başka yalnızım, bu gün fena yalnızız.

68

sorulardan bir kolye yaptığın günlerde şunu kendine hiç sordun mu Marla? hayat ve insanlar gitgide hırçınlaşırken kim ya da hangimiz masum kalabilirdik?

masumiyet denen maskenin insanların yüzlerine oturduğunu ve onlara epey yakıştığının farkındayım uzun zamandır. fakat herkes bu kadar masumsa hayatın bu halde oluşunu nasıl açıklayabiliriz. ya da şu an yaşadığımız ayrılığı...

birkaç gündür aklıma takılıyordu ve sormak istedim. sen de düşün isterim.

evet son günlerde Lemuria'yı dinler oldum, çok sık dinler oldum. ki bu senin hırçınlığını bir kat daha artırıyor biliyorum, bilmekten de öte hissediyorum. çünkü dudaklarıma yakışan başka bir adı mırıldanmama katlanamazsın sen. ayrı da olsak uzak da düşsek bu kıskançlığın hiçbir gün azalmamış ve törpülenememiştir.

ama şunu unutma, biz birbirimizin olamayacak kadar benzeşiyoruz seninle. bizim ayrılığımızın tek nedeni bu bile olabilir. ki bunu sana defalarca söylemişliğim vardır. ki her seferinde karşı çıkıp, isyan etmişsindir. anlamaya çalışmak yerine, ayrışmaya çalışmayı seçtin ve şimdi...

evet şimdi Lemuria zamanı.

67

bazı nedenlerden dolayı sakat ya da yalnız bırakılmış, geçmişte paylaşımlarımız olan tüm sevgililerin gününü kutlarım.

sabah kulaklıklarımı takmış, şarkılarımı dileyip yürürken böyle ince bir kutlama yapma gereği duydum nedense. bir cümleyle de olsa geçmişi ve geçmiştekileri anmak bir nevi borç olsa gerek. neyse...

ki aşkla ilgili söyleyebileceğim tek cümle şu olsa gerek:

aşk, bir orta saha mücadelesidir gelinen aşamada.

sizin de Sevgililer Gününüz kutlu olsun sayın arsız fareler evreni halkı.

13 Şubat 2012 Pazartesi

66

anlaşılmaz bir yerdesin ya da bir yerin anlaşılmazlığında.

oysa bakıp gören bu gözler anlamak için yoruldu bu güne kadar. görmek istedi. görmek ve bir değer biçmeksizin küçücük bir anlamla örtüştürmek sana dair olanları. o küçücük anlamları birer tuğla misali dizmek ve bir kale inşa etmek.

bilemezdim ördüğüm duvarların bir gün üzerime yıkılacağını Marla.

şimdi çocuksu küslüğünün kurbanlarıyız.

11 Şubat 2012 Cumartesi

65

göç vaktinin geldiğini haykırıyor saat tik-takları
şimdi biraz soyunmam gerek kendimden
bir düşün kanatlarına tutunup
yeryüzüne gökyüzünden bakmalıyım
ve bir şehir çizmeliyim aklımda kalmış kırıntılarıyla

yeryüzüne gökyüzünden bakmalıyım

64

...
içinize dökülen gök tenhaysa seyrelmez yalnızlık

çekiştirip durduğunuz kalbimdir
her fırsatta kapıcıkları tekmelenen
ve tekrar tekrar kurşunlanan
berbat nişancılarsınız ve ruhsatsız elleriniz

...

s.pelitli

("kayıtsızlıklar müsameresi" adlı şiirden bir bölüm)

9 Şubat 2012 Perşembe

63

Lemuria
Lemuria
Lemuria

ki biliyorum hepiniz için anlamsız görünüyor. kim bilir belki merak edenleriniz araştıracak ve ne olduğu konusunda bir fikir edinecek. ama ben daha çok edineceğiniz fikirlerden öte dinlemenizi öneririm.

şarkıları bu yüzden seviyorum Marla. çünkü şarkılar beni esir aldığında, ruhumun sonsuz bir özgürlüğe doğru yol aldığını hissediyorum.

lacivert sulardayım. hiç bilmediğim kıyılara doğru aktığımı düşün Marla. çünkü beni yeniden kendime getirecek tek şey özgürlüğüm olacak, olacaktır. ki özgürlüğümün o derinleşen anlamlarıyla seni daha çok düşleyecek ve sonsuza taşıyabileceğim. yoksa ne anlamı kalır aşkın, aşkla yaşamanın. bunu anlamanı isterdim, bunu anlamanı ve etinin yalnızlıkla ürperip üşüdüğü gecelerde, her şeye rağmen marşlar söylemeni. söylediğin o marşların gökyüzümde yankılanmasını.

evet Marla, belki de sadece "Lemuria" yı dinleyip, uslanmak yerine hırçınlaşman gerekiyor. unutma,

masumiyet bu çağda kocaman bir palavradır.

8 Şubat 2012 Çarşamba

62

...

duvara çivili ve erimeye yüz tutmuş birkaç resim
kıçı başı belli olmayan dağılmış bir büst
ve ölümcül üçleme, …
daktilonun başındaki yarı çıplak gerçeklik
o ki şeytanın huzuruna selamsız giren cesur bir büyücü
fakat içi dışı yara
içi dışı onlarca yüzlerce binlerce darbeyle çürüğe çıkmış
kırık dökük iskeleti aşka

...

s.pelitli

("kara kartpostal" adlı şiirden bir bölüm)

7 Şubat 2012 Salı

61

dilsizliğin
kulakları sağır eden
senfonisi

anlayacağın bu geceyi de sessizlik esir almış
ve biz kimsesizsek
her kimsek
kapılarımız ardına kadar açıktır Abidin.

5 Şubat 2012 Pazar

60

giden, güzel anılmayı umut edendir. çünkü kalmak eksilmek ve kimi zaman kalmak kirlenmektir.