17 Şubat 2012 Cuma

73

kim olduğunu unutacak kadar çok şey yaşamalı insan. ama çok yaşaması taraftarı değilim. çünkü, bir vakit sonra her şey bir tekrara bürünüp sıkıcı olabiliyor.

sıkıcı bir hayatı yaşarken biliyorum sizler de karıştırıyorsunuz neyin ne olduğunu. duyguları tanımlamaktan tutun da, söylenenlerin ne anlama geldiğine kadar her şey ama her şey düğüm düğüm oluyor. hal böyle olunca insan kavramlar da bir şekilde değişiyor ya da kavram karmaşası dediğimiz o şey kontrol edilemez boyutlara sıçrıyor.

ah keşke bir aklım olsaydı...,

yani Sevgili Aklım seni çok özledik. bizi terk ettiğin günden bu yana bir şeylerin tadını almak kolaylaşsa da kalıcı kılmak konusunda zorluklar çekiyoruz. buna da alıştık. ki daha nelere alışacağız yaşarken.

geçen gün demiş olduğum gibi: "beden ruhun kuklasıdır"! ben düşünüldüğünde bu yargıyı tastamam kabul ediyorum. ruhuyla, aklının alması gereken kararlar arasında sıkışan biri olmadığım için kendimi iyi de hissediyorum. insanı ya da insanlığı nihai özgürlüğe taşıyacak şeyin de ruhu olduğuna inanıyorum. çünkü insanın aklı gereksiz bir ton veriyle doldurulmuştur. oysa ruhu insanı kendisine yakınlaştırır ve güzelleştirir.

bugün bu kadarlık yeter. çok yazmak bende kalp çarpıntısı yapıyor sanırım. bugün ölmemeliyim bunu biliyorum. ölmek konusunda yarın içinde bir şey diyemem. bir gün, hangi gün bilmiyorum ama işte o zaman...

2 yorum:

  1. "beden ruhun kuklasıdır" kesinlikle.
    -
    hemera

    YanıtlaSil
  2. birilerinin düşündüğüm bir şeye katılmasına seviniyorum çünkü yalnız olmadığımı hissettiriyor bu bana.

    bana benzer düşünen insanlar varsa, benim gibi yaşayanlar ve hayata öyle bakanlar da vardır diyorum.

    teşekkür ederim ziyaretin için.

    güzel kal.

    YanıtlaSil